PANDEMİK KARMAŞA
 
Ertesi günün sabahına beni neyin beklediği değil, yaşadığım anın güzellikleri başımı döndürmeli!
Güzelliklere camdan bakıp durmak yerine,sabrına izin vermelisin ki enkaz halindeki psikolojini müebbet mutlulukla ödüllendirebilesin. Hüznün batışını izlemek istemez misin? O vakit mutluluğun kapısını arala!
Nasıl mı ?
Çok basit; Aklına yenik düşme, azıcık yüreğini dinle ki seni aydınlatacak ışıltı beliriversin.
İlk adımı nasıl mı atarım ?
Hemen söyleyeyim,
Düne keşkelerini bırak, iyikilerle yol al!
İşte o zaman bir yandan hüznünü gömmekle meşgul olurken, diğer yandan da hüznü mutluluğa dönüştürme adına şunu anımsa, hayat aslında hüznün mutluluğa yansıması mıydı?
Başaramayacağını düşündüğün an aklına şu gelsin,
Korkağın cesareti, cesurun korkaklığına bedeldir!
Çünkü yok oluşların kolay olduğu bir dünyada, varoluşun zorluğuyla yaşamaya razı gelmeli insan…
Şunu sorarım size;
Özgür olduğunuz kadar mı güçlüsünüz yoksa güçlü olduğunuz kadar mı özgür ?
Kafanız bulanmasın hemen, ipucunuz aşağıdaki gibidir;
Yüreğinin arzuladığına aklının engel olmasına izin verme. Yüreğin aklına öncülük etsin ki,yaşadığın anı mutluluk ile taçlandır. Taçlandır ki, yaşabileceğimiz anların bile kısıtlı olduğu bir dünyada, bırak hayallerin ufkunu zorlasın. Korkun ve endişen aklını esir almasın, kahkahalarla dolu bir ömrün olmalı ki, son nefesinden sonrası bile ölümsüz bir hikayenin başlangıcı olsun!
 
Murat Öğretmen
Yorum Yazın