Türban Yasası
Bazı insanların başörtüsüne tekrar yasak getirme gibi bir niyeti yoksa neden çözüme kavuşmuş bir konuyu tekrar gündeme taşıyorlar.
Başörtüsüyle uğraşmayacağız desinler yeter. 
Yok yeniden bir yasak peşinde iseler  yasa çıkarsan anayasaya hüküm koysanız ne faydası var.
Anayasa değişikliği, esasa girilerek iptal, her türlü yorumla istenilen sonuca ulaşılır.
Kaldı ki Allah'ın (c.c.) ayetleri, Resulullah efendimizin sünneti açık olduğu halde türbanı kimlerin yasaklandığını, ikna odalarını unutuldu mu zannediyorlar.
Hukukta bize öğretilen Aslolan özgürlüktür 
Yasaklar kanunla belirlenir. 
CHP'nin kanun teklifine baktığımızda içerisinde "Türban, başörtüsü" kelimesi hiç kullanılmamış.
Çalışanlar haricinde kamu kurumlarından istifade eden vatandaşların, öğrencilerin durumu ne olacaktır. Teklif ile "Kılık kıyafet" derken sakal konusuna açıklık getirilmemiştir.
Kanun teklifi bu haliyle yeniden yoruma açık bir alan oluşturma gayretinden başka bir şey değildir.
Bu teklifteki gibi Özgürlükleri kanunla belirlemeye başlarsak o zaman tersinden bir mantıkla 
"Yasa ile serbest kılınmamış konular yasaktır" (Nefes alma hürriyeti) gibi bir anlayışın önünü açmış olmaz mıyız.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun çıkışı hiçte masum değil.
Hırsızın tevbekar olduğunu söyleyip soyduğu eve demir korkuluk yaptıralım teklifinde bulunması gibi bir şey.
Eğer samimi ise önce çaldığı malları eve getirmesi gerekmez mi?
CHP önce devrim adı altında toplumdan aldıklarını iade etmelidir.
Eğer samimi ise en basit ifade ile Cuma Gününün tatil edilmesi, içkinin, faizin yasaklanması hakkında bir kanun teklifi versin. 
CHP önce çaldığı değerleri iade etmelidir. Yoksa çözüme kavuşmuş konuları kaynatıp önümüze koyarak "arkamdan gelsin" şeklindeki çıkış samimiyetten uzaktır. Sadece seçim yatırımıdır.
Yorum Yazın