Tarih Belirleyecek!
40 yıldır devam eden ve vatan evlatlarının canına, malına, mülküne mal olmuş PKK terör örgütü, Devlet Bahçeli'nin Ekim ayında yaptığı çağrı sonucu ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla kendini feshettiğini duyurdu.
Peki, neler oluyor ya da olacak?
Öncelikle sorulması gereken soruyu, herkesin aklında olanı peşinen ortaya koymakta fayda var; PKK'ya taviz vermeden nasıl terör sorununu çözdünüz? Kim inanır buna?
Ya da başka bir ifadeyle, siz sorunu nasıl çözüyorsunuz? PKK ile uzlaşıya gidip, siyasileri hapse atarak mı?
Amaç, ülkeye demokrasinin gelmesi mi? İnanın öyle olduğunu sanmıyorum…
Zaten sizin sorun çözmek gibi bir niyetiniz de yok.
Peki, ne oldu?
Devlet Bahçeli'ye ne oldu da bu aşamaya gelip kendisine bir anda misyon yüklemeye başladı? Bir gün de mi ülkenin barışa ve demokrasiye ihtiyacı olduğunu öğrenebildi?
Asla…
Hatırlayalım; 28 Mayıs 2023 Cumhur İttifakı seçimi kazanmış ittifak ortağı Bahçeli, basın açıklaması yapıyor, zafer kutlaması yapmak yerine, "Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir. Her şey değişecektir. İnşallah Türkiye değişmez." diye bir ifade kullanıyor.
Bahçelinin bu ifadelerini anımsadınız mı?
Garip… Özellikle Suriye'nin yeniden şekillendiği döneme denk gelmesi daha da garip.
Acaba, Suriye'de kurulacak olan özel Kürt bölgesinin tanınması karşılığında PKK kendini feshetmiş olabilir mi?
Yüksek ihtimal!
Şimdi bu projenin dışarıdan bir dayatma ile gerçekleştiğini varsayarsak eğer; Bu projenin içerisine Irak'taki Barzani bile dahil oldu. Barzani'nin Amerika ve İsrail'in izni olmadan nefes dahi almadığından eminiz.
Gazzelilerin Gazze’den sürülmesi, Irak'tan bir Kürt devleti çıkarılmaya çalışılması, son olarak da Suriye'yi bölüp orada da bir Kürt yapısının oluşturulmaya çalışılması, bize yıllardır açıkladıkları kutsal toprakları alma projesi tıkır tıkır işliyor.
Ve ne enteresan ki bahsedilen kutsal topraklar bizim ülkemizi de kapsıyor.
Eğer bu düşünülen şeyler doğruysa, Devlet Bey neden bu projenin sözcülüğünü yaptı?
Geçelim…
Sürecin sonu ne olacak? Sorusu da merak konusu.
İlk söylenen gibi barış ve demokrasi adımıysa, "kent uzlaşısı" deyip belediyelere neden kayyum atandı?
Türk halkının bu süreçteki yeri ve ne düşündüğünü kim önemsiyor?
Areda araştırmasında halkın %68'i, "Silah bırakılsın, ancak sınır ötesi operasyonlar devam etsin." derken %47'si bu sürece inancının olmadığını ifade ediyor.
Görünen o ki, sürece Türkiye’de Türkler dahil edilmiyor. Türk halkın ne düşündüğünü, bu konudaki hassasiyetleri açık açık göz ardı ediliyor.
Hatta bu sürecin oluşması, gerçekleşmesi karşılığında Başkan Erdoğan'ın dünya sistemi ile anlaştığını ve iktidarını korumak adına daha sert politikalar izleyeceğini görebiliriz.
Neden mi?
Barış ve demokrasi adına atılan adımın karşılığı belediyelere kayyum atamak olamaz. Üstüne üstlük bu süreci halka tam anlamıyla açıklama çabasına girmemeleri, meclisi işin içine dahil etmemeleri, süreci sahiplenen bir aktörün olmaması bu ihtimali arttırıyor.
Ve daha yüksek ihtimal, iktidarını korumak adına içeride barış adı altında sınırımızda Suriye Kürt Özerk Bölgesi'ne müsaade ediliyor… Geçmişte o bölgedeki mayınların temizlenmesi de eminiz ki tıkır tıkır işleyen projenin bir parçasıydı.
Özetle, halka süreci açıklamamanız, arkadan iş çevirdiğinizin net göstergesi olacaktır. Tarih, iyi ya da kötü, bu günleri de elbet yazacaktır.
























































Yüreğine sağlık kardesim